• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası

RANDEVU TAKVİMİ
İLETİŞİM BİLGİLERİ
Adres:
Kenedy Caddesi Örnek Apt. No:35/10 Tunalı Hilmi   ANKARA

Telefon:
0(312) 417 38 38

Faks:
0(312) 417 70 75

Email:
info@adnancansever.com
GELEN E-POSTALAR
SİTE HARİTASI

Panik Bozukluğu

PANİK BOZUKLUĞU

 

Panik atak, bedensel belirtilerin eşlik ettiği yoğun korku ya da rahatsızlık dönemleridir. Genellikle ani başlar ve 10 dakika içerisinde en şiddetli halini alır. Panik atak sırasında en sık olarak şu belirtiler görülür.

•    Çarpıntı hissi ya da kalp atım hızında artış olması.
•    Terleme
•    Titreme ya da sarsılma
•    Nefes darlığı ya da boğuluyor gibi olma
•    Göğüs ağrısı ya da göğüste sıkıntı hissi
•    Bulantı ya da karın ağrısı
•    Baş dönmesi, sersemlik hissi, düşecek olma ya da bayılma hissi
•    Kendisini ya da çevreyi değişik ya da acayip algılama
•    Uyuşma ve karıncalanma duyumları
•    Üşüme, ürperme ya da ateş basmaları

    Ataklar sırasında şiddetli bir ölüm, kontrolünü kaybetme ya da çıldırma korkusu vardır. Ölümün kalp ya da solunum yetmezliğinden olacağına inanan hasta, çarpıntı ve göğüs ağrısı gibi anksiyetenin bedensel belirtilerini yaklaşan ölümün delilleri olarak algılar. Hasta telaşlı ve şaşkın bir halde bulunduğu ortamdan kurtulmak ve yardım sağlamak için aşırı bir gayret gösterir.

    Panik atak sırasında, olguların bir kısmında aşırı soluk alıp vermeye bağlı baş dönmesi, uyuşma ve bayılma ortaya çıkabilir. Hastalar panik atak sırasında bir konuya odaklanamazlar ve hatırlama ve konuşma güçlüğü çekerler.
Panik atak birçok değişik durumda karşımıza çıkabilir. Örneğin fobisi olan kişi fobik nesneyle karşılaşınca panik atak yaşayabilir. Madde bağımlılarında yoksunluk esnasında, telaşlı insanlarda bir yaşam olayı karşısında, temizlik düşkünlüğü olanlarda kirlenildiği düşünülen anlarda panik atak görülebilir. Bu tür ataklarda hep bir neden vardır. Panik bozukluk bu durumlardan farklıdır. Panik bozuklukta ortaya çıkan panik ataklar nedensiz ve beklenmediktir.

Panik bozukluktaki ataklar günde birkaç ile yılda birkaç arasında değişkenlik gösteren sıklıkta olabilir. Panik atak genellikle 10 dakika içinde hızla en şiddetli düzeye ulaşır, 20-30 dakikada yavaş yavaş, bazen de hızlı bir şekilde kendiliğinden düzelir. Atakların 1-1.5 saat kadar devam etmesi enderdir.

Panik atakları izleyen dönemde, yeni atak olur endişesi, ölüm, çıldırma ya da kontrolünü kaybetme korkusu yaşanır. Bu nedenle çoğu hasta yaşam tarzında değişiklikler yapar.

Panik bozukluğu olan hastalar sürekli olarak acil servislere başvururlar. Ataklar dışında da kalp hastalıkları, göğüs hastalıkları gibi genel tıbbın değişik bölümlerinde sürekli hastalık araştırırlar.

    Panik atak gelince kaçmanın ve yardım sağlamanın zor olacağı yerlerde bulunmaktan korkmaya agorafobi denir. Agorafobik hastalar panik gelince doktora ulaşamam korkusu yaşarlar. Bu nedenle sinema, tren, uçak yolculuğu yapamazlar, kırlarda, kalabalık merkezlerde, asansör, tünel gibi yerlerde bulunamazlar ya da zorunlu hallerde çok sıkıntı çekerek bu durumlara katlanırlar.

    Ağır olgular hiç evden çıkmayabilirler. Bazı şiddetli olgular hastaneden uzak kalamaz ve tıbbi yardıma ulaşmayı engelleyecek her türlü etkinlikten kaçınır. Tüm yaşantısını şehirdeki ambulans ve sağlık kurumlarının durumuna göre ayarlayan olgular vardır.

Panik bozukluk agorafobi ile birlikte olabilir. Bir diğer deyişle hasta hem nedensiz, beklenmedik panik dönemleri yaşıyordur hem de ataklar arasında yardımsız kalacağını düşündüğü ortamlardan kaçınıyordur.

Tekrarlayıcı panik ataklarına rağmen, panik atak geldiğinde yardımsız kalırım korkusu olmayan olgular da vardır.

Bazı hastalar ise panik ataklar olmadığı halde, panik atak gelir de yardımsız kalırım korkusu yaşayabilir.

Yaygınlık

Araştırmalar, toplumun yaklaşık %1,5-3’ünün yaşamının bir döneminde panik bozukluk geçirme riskini taşıdığını göstermektedir. Bir diğer deyişle her 100 kişiden 1 ya da 3’ü yaşamının bir döneminde panik bozukluğu hastası olmaktadır.

Panik atak görülme oranı daha da yüksektir. %3-4 civarındadır. Her panik atak geçirme durumunun panik bozukluk anlamına gelmediğini yukarıda açıklamıştım.

Kadınlarda hastalığa yakalanma riski erkeklere oranla 2-3 kez daha yüksektir. Son zamanlarda bir ayrılık ya da boşanma yaşamış olma panik bozukluk riskini artırmaktadır.

Her yaşta görülebilirse de, hastalığın başlangıcı genellikle ergenlik döneminin sonu ile genç erişkinlik döneminin başlangıcı olan 20’li yaşlara denk gelmektedir.

Seyir

Genellikle ergenlik dönemin sonu ile genç erişkinlikte başlayan panik bozukluğu, özellikle psikososyal faktörlerin etkisiyle tekrarlama eğilimi gösteren kronik bir hastalıktır. Erken tanı konur ve iyi tedavi edilirse, tedavi şansı artmaktadır. Hastalar %30-40 oranında tamamen, %50 oranında kısmen iyileşmekte, %10-20 hasta tedaviden yararlanmamaktadır. 5-10 yıllık öyküsü olan olgularda bile uygun tedavilerle aynı tedavi şansına ulaşabilmek mümkün olabilmektedir.

Ayırıcı Tanı

Anemi, anjina, hipertansiyon, kalp yetmezliği, myokard enfarktüsü, kalp ritim bozuklukları, taşikardi, astım, damar tıkanıklıkları, menier hastalığı, migren, epilepsi, geçici iskemik ataklar, diabet, hipertiroidizm, hipoglisemi, hipoparatiroidizm, feokromositoma, adet öncesi sendrom amfetamine, antikolinerjik, kokain, nikotin, teofilin gibi ilaç ve madde zehirlenmeleri, alkol, antihipertansif, benzodiazepin gibi ilaçların yoksunlukları ya da ağır allerji, B12 yetersizliği, elektrolit düzensizliği, üremi gibi durumlar panik atağa benzer bir klinik görünüm sergileyebilirler.

Panik atağa neden olan bozuklukların dışlanması önemli bir konudur. Bu işlem ancak bir doktor tarafından gerçekleştirilebilir.

Panik bozukluğa depresyon (%50-65), yaygın anksiyete bozukluğu (%25), sosyal fobi (%15-30), özgül fobi (%10-20), obsesif-kompulsif bozukluk (%10-20), alkol ve madde kullanımı gibi diğer ruhsal bozuklukların eşlik etme olasılığı yüksektir.

Tedavi

    Tedavide ilaç tedavileri ve bilişsel-davranışçı yaklaşımlar en iyi sonuç verdiği gösterilmiş yöntemlerdir.
    Antidepresan ve anksiyolitikler en çok kullanılan ilaçlardır. Antidepresan tedavinin etkinliğinin doğru olarak değerlendirilebilmesi için, yavaş yavaş artırılarak klinik olarak etkin olduğu düşünülen doza çıkıldıktan sonra, tedavinin en az 8-12 hafta devam etmesi gerekmektedir.
    Bazı klinisyenler etkinin çabuk görülmesi için tedavinin başlangıcında benzodiazepin kullanırlar, daha sonra tedaviye antidepresanlarla devam ederler.
    Uygun dozlarla, yeterli süre tedaviye rağmen iyileşmeyen olgularda başka gruptan bir ilaca geçilmesi ya da birden çok ilaç kullanımı gibi ileri tedavi olanakları da vardır.
    Yarar gören olgularda tedavi en az 8-12 ay devam etmelidir. İlaçlar kesilince belirtilerin tekrarlama riski % 30-90 arasında değişkenlik göstermektedir.
    Hastanın belirtiler hakkındaki yanlış yorumlarının ve panik atakların süresi ve sonuçları ile ilgili yanlış fikirlerinin düzeltilmesi yararlı olabilir.
Panik atak sırasında uygulamak üzere gevşeme ve nefes alma eksersizlerini öğretilebilir.
Korkulan durumlarla hastayı yüzleştirerek duyarsızlaştırma uygulanabilir. Bu yaklaşımlar da en az ilaçlar kadar etkilidir. İdeal olan ilaç ve bilişsel-davranışçı tedavilerinin birlikte uygulanmasıdır.

Önemli İpuçları

•    Panik bozukluk toplumun yaklaşık %3’ünü etkileyen ve işlevselliği önemli derecede bozan bir durumdur.
•    Her panik atak panik bozukluk olduğu anlamına gelmez. Bazı normal durumlarda, fobi hastalarında ya da bazı bedensel hastalıklarda da panik atak ortaya çıkabilir.
•    Panik atakların başka bir hastalığa mı yoksa panik bozukluğa mı bağlı geliştiğini ayırt etmek çok kritik bir konudur. Bu ayırım ancak bir doktor tarafından gerçekleştirilebilir.
•    Özellikle genç yaşlardan itibaren birçok kez panik atak geçirmiş olgularda, yakınmalar büyük bir olasılıkla psikiyatriktir.
•    İlk kez 40-45 yaştan sonra başlayan panik ataklarda ise bedensel hastalık olasılığı yüksektir.
•    Panik bozuklukta, gerek ilaç gerekse psikoterapi anlamında, çok geniş tedavi olanakları bulunmaktadır.
•    Sonuç almak zaman alabilirse de, iyileşme her zaman için daha yüksek bir olasılıktır.
•    Tam iyileşme olsa bile tedavi sürdürülmelidir. Çünkü belirtilerin yineleme olasılığı bulunmaktadır.

Olgu Örneği

    Bayan S.C. 26 yaşında, yüksekokul mezunu, bekar, hostes olarak çalışıyor. İlk kez 2 yıl kadar önce ülkeler arası bir yolculuk esnasında aniden göğüs ağrısı, terleme, nefes almakta güçlük yakınmaları olur. Bu belirtilere şiddetli bir ölüm korkusu eşlik eder. Şartların uygun olduğu ilk fırsatta acilen hastaneye kaldırılır ve yapılan muayene ve tetkiklerde belirgin bir hastalık bulunamaz. Birkaç gün sonra benzer bir atak ile yeniden acil servise başvurur. Acil servisin olanaklarıyla yaptırılan incelemede anormallik saptanmaz ve mesai saatlerinde kalp, göğüs hastalıkları ve endokrinolojik muayeneye başvurması önerilir. Sonraki 15 gün tetkik ve tedavi arayışıyla geçer ve bu süre içerisinde 3 yeni atak olur. Bayan S.C. önce izin alır sonra işe devam edemeyeceği düşüncesi ile görevinden istifa eder. Evde yalnız kalamaz, yalnız başına alışverişe çıkamaz duruma gelir.

    Tıbbi incelemelerde önemli bir hastalık bulunmaması Bayan S.C.’yi rahatlatır ancak ataklarını engellemez. Eczacı bir yakınının tavsiyesi ile psikiyatriste başvurur. Bir süre ilaç kullanır ve yakınmaları tamamen geçer ve yeniden işine geri döner. Bir yılın sonunda iyileştiğini düşünerek tedaviyi kendiliğinden sonlandırır.

    İlaç tedavisini bıraktıktan sonra 6 ay kadar hiçbir sorun olmadan yaşamını sürdürür ve yeniden işe başlar. Uzun bir kıtalararası yolculuğun başında beklenmedik bir şekilde yeni bir panik atak yaşar. Bu son panik atak, iyileştiğini düşünen Bayan S.C.’de büyük bir hayal kırıklığı yaratır. Yolculuk asla bitmeyecek gibi gelir ve çaresiz hisseder, intihar düşünceleri ortaya çıkar. Karaya iner inmez hastaneye kaldırılır, bedensel bir hastalık bulunamaz. Yolculuk dönüşü Bayan S.C. mesleği bırakma konusunda kesin kararını verir ve yeniden psikiyatrik tedaviye başlar.

    Bayan S.C. şimdi hastalığı konusunda daha bilinçli. Kısa sürede yeniden sağlığına kavuştu. Mesleğini değiştirme konusundaki kesin kararını değiştirdi ve kısa sürede yeniden işine döndü. Panik hastası olmasına karşın, uzun yolculuklar bile Bayan S.C. için hiçbir sorun oluşturmuyor.


Yorumlar - Yorum Yaz