Özet: Travmatik yaşantılar yaşamın ne yazık ki kaçınılmaz bir parçasıdır. Bazı travmatik durumlar özgül bir rahatsızlığın ortaya çıkmasına neden olmaktadır. Bu durumun normal kabul edilmesi tedavi edilebilir bir durumun gözden kaçmasına neden olmaktadır.
TSSB’nun başlıca özelliği, trafik kazası, çatışma, tecavüz, yangın gibi tehlikeli bir olaydan sonra özgül bir takım belirtilerin gelişmesidir. TSSB’nun belirtileri şunlardır.
1) Olayın tekrar tekrar yaşanması: Kişi travmatik olayın aklından çıkmadığından, sürekli yeniden yaşıyormuşçasına hatırladığından ya da rüyalarında gördüğünden yakınır. Birkaç saniye ya da saat sürebilen, dışarıdan bakıldığında olayı yeniden yaşıyormuş izlenimi veren nöbetler görülebilir. Kişi olayı ya da olayın bir yönünü çağrıştıran durumlarla karşılaştığında yoğun sıkıntı duyar ya da fizyolojik tepkiler gösterebilir.
2) Kaçınma: Kişi travmayı hatırlatan konuşmalardan, etkinliklerden ve kişilerden kaçınma çabasındadır. Kişinin dış dünyaya tepki verme düzeyinde genel bir azalma olur ve insanlardan uzaklaşma, dostluk, sevecenlik, cinsellik gibi durumlara karşı bir ilgisizlik hali ortaya çıkar. Hasta artık bir geleceği kalmadığı duygusunu yaşayabilir.
3) Aşırı uyarılmışlık belirtileri: Travma öncesine göre kişi gergin ve sıkıntılıdır. Uykuya dalma ve sürdürme güçlüğü, aşırı irkilme tepkisi, çabuk sinirlenme, öfke patlamaları, dikkati toplayamama ve iş veriminin düşmesi gibi belirtiler olabilir.
Olayın şiddeti, kişinin olaya yakınlığı ve etkilenme derecesi arttıkça, TSSB gelişme riski de artar.
TSSB hastalarında işe yaramazlık, utanç, üzüntü, öfke gibi duygular ortaya çıkabilir. Eğer travmatik olayda ölümler var ise, TSSB hastaları yaşıyor olmanın suçluluğunu duyabilirler. Bazı hastalarda kişilik değişiklikleri ve kendine zarar verici davranışlar ortaya çıkabilir.
Yaygınlık
Travmayla karşılaşan kişilerde TSSB gelişme riski %3 ile %58 arasında değişmektedir. Yaşam boyu hastalığa yakalanma riski ile ilgili araştırmalar % 1-14 arasında değişen rakamlar ortaya koymaktadır.
Seyir
Örseleyici bir olayla karşılaşan ya da şahit olan herkeste ruhsal belirtiler ortaya çıkabilir ancak bu belirtiler genellikle bir süre sonra hafifler ve iyileşme gerçekleşir. Olay esnasında aşırı korku, çaresizlik ya da dehşet duygusu yaşayanların bazılarında belirtiler kalıcı olur ve 1 aydan uzun sürerse TSSB tanısı konur.
Bazı olgularda travmadan sonraki ilk günlerde bir anormallik olmadığı halde, belirtiler olaydan aylar sonra başlayabilir.
Travmanın şiddeti, süresi ve kişinin travmaya yakınlığı ve travmadan etkileme derecesi TSSB gelişme riskini belirleyen en önemli faktörlerdir. Toplumsal desteğin zayıf oluşu, daha önceden psikiyatrik bozuklukların bulunması, kişilik bozukluğunun varlığı gibi faktörler de hastalık gelişme riskini artırmaktadır.
Tedavi
Travma yaşayan birine destekleyici yaklaşılırsa, TSSB riski azalacaktır. Önemli olan travma nedeniyle oluşan sıkıntıları en aza indirgemek ve yeni sıkıntılar yüklememektir. Aile ya da arkadaş desteği gibi çevresel faktörlerden de yararlanılmalıdır.
TSSB gelişmiş olgularda çeşitli ilaçlar ve ilaç dışı tedavilerle olumlu sonuçlar alınabilir.
Örnek olgu
27 yaşında, evli, 2 çocuklu, üniversite mezunu kadın. Son haftalarda uykusuzluk, çalışma veriminin düşmesi, zevk almama, isteksizlik, intihar düşünceleri gibi belirtiler olduğu için tedaviye başvurdu. Depresyon tanısı ile tedavi başlandı. Durumun önemli olduğu düşünülerek sıkıntının artması halinde her zaman başvurabileceği söylenerek bir süre sonra kontrole çağırıldı.
Birkaç gün sonra hasta panik ataklar yaşadığını belirterek yeniden başvurdu. Görüşmede yıllardır kimseye söyleyemediği bir sırrını açıklamak istediğini ifade etti. Tahminen 4-5 yaşlarında iken bir akraba çocuk tarafından taciz edildiğini, aslında böyle bir olayın olup olmadığından ya da şiddetinden pek emin bile olmadığını, ancak yıllardır bu olayı zihninden atamadığını, rüyalarında gördüğünü, son zamanlarda bu düşüncelerinin iyice yoğunlaştığını ve yaşamaktan zevk alamaz hale geldiğini açıkladı.
Sıkıntısının ne yapmasına karar vermesini engelleyecek derecede yoğun olduğunu, yıllar geçmiş olmasına karşın ailesine açıklarsa rahatlayıp rahatlamayacağından emin olamadığını, böyle yaşamanın zor geldiğini belirtti.
Tedavi yeniden düzenlendi, belirli aralıklarla görüşmelere çağırıldı. Birkaç seans sonunda yakınmalarında belirgin düzelme gözlendi, işlevselliği normale döndü.
Yorum: Yaşamının tamamı TSSB belirtileri ile geçmiş ancak tedaviye başvurmamış bir hasta. TSSB depresyona neden olmuş. Tedavi ile depresyonu düzeldi ve TSSB belirtilerinde de gelişmeler ortaya çıktı.